Haber

Fatih Erbakan ve Adnan Oktar’dan Geçmişe Bir Hatırlatma: “Bizi İlgilendiren Sıra Dışı Yatak Hikayeleri Değil”

Refah Partisi’nin cuma günü Cumhur İttifakı’na sürpriz katılımının ardından kapalı kapılar ardında neler konuşuldu, uzlaşma noktaları merak edildi. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, Fatih Erbakan’ın Cumhur İttifakı’na katılan Adnan Oktar ile geçmişteki ilişkisini “Ne seks ne Versace ikiyüzlülüktür” yazısında özetledi. Barış Terkoğlu, seçim için kurulan ittifakı ‘Erdoğan’ın iktidar fraksiyonunu tamamlamak için yapılan bu kirli anlaşmaya kimse itiraz etmesin’ şeklinde değerlendirdi.

“Adnan Hoca Erbakan’ı sever ve sayar. Erbakan da Adnan Hoca’yı sever”

Barış Terkoğlu bugünkü köşe yazısında Fatih Erbakan’ın Adnan Oktar camiası ile ilişkilerine ışık tutuyor. “Gerçek gerçek nedir?” Ortadaki başlıktan sonra Terkoğlu şunları yazıyor:

“İki yıl önce bu köşede ne yazdığını hatırlıyor musun? TCDD Genel Müdürlüğü’ne Murat Atik atandı. Atik’in Oktar’ın en yakın takipçilerinden biri olduğunu anlattım. Polisin adresini yazdırdığı ve telefonlarını dinlediği Atik’e TCDD emanet edilirken, adi bir polis güvenlik soruşturmalarına kafayı takmıştı. Oktarcılar’ın finans bölümündeki Atik, küme yöneticilerinden İbrahim Tuncer’e bağlıydı. Atik, yazdıklarımdan sonra “görevden muafiyet”aranan.

Neden hatırlattın derseniz, 90’lı ve 2000’li yılların gazetelerindeki magazin haberleriyle cevap vereceğim…

14 Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesi, “Genç Erbakan” Arkadaşlarını şöyle tanıtıyor: “Adnan Hoca’nın müritleri olan İbrahim Tuncer ve Murat Atik, Erbakan’ın oğlu Fatih’in de yakın dostları olarak biliniyor.” Gazete, ilgiyi Erbakan’ın o gün arkadaşlarının sözlerinden de aktardı:

“Tuncer ve Atik, ‘Adnan Hoca Erbakan’ı sever ve sayar. Erbakan da Adnan Hoca’yı seviyor. Fatih için de dediler.Adnan Hoca’nın talebesi değil, Adnan Hoca’dır.

Fatih’i seviyor. Fatih, Adnan Hoca’yı da sever. Aralarında bir sevgi bağı vardır. Onlar konuştu

“Adnan Hocacılar’la dostluğuyla tanınan Fatih Erbakan’ın giyiminden alışkanlıklarına kadar birçok davranışında bu ilişkinin etkisi olduğu belirtiliyor.”

Barış Terkoğlu, Adnan Oktar’la olan ilişkisinin Fatih Erbakan’ın giyimine ve alışkanlıklarına da yansıdığını anlattı:

‘Üç yıl oldu. Yıl 2002. Erbakan-Oktar ilişkisi yine gazetede. Erbakan’ın sportif Mercedes ile hız tutkusu ve lüks Versace giyim tutkusu bir kez daha gazetelerin konusu oldu. Hürriyet, Erbakan tarzını şöyle anlattı: ‘Adnan Hocacılar’la dostluğuyla tanınan Fatih Erbakan’ın giyiminden alışkanlıklarına kadar birçok davranışında bu bağın etkisi olduğu belirtiliyor.’

“Fatih Erbakan, eli her yere uzanan Oktar’dan bu davada da yardım istedi”

Barış Terkoğlu, Oktar ve Erbakan’ın birbirlerine verdiği destekle ilgili şunları yazdı:

Gençlik coşkusu diyebilirsiniz…

Ama 2010’dan sonra Erbakan-Oktar “sevgi bağı” aldı. Bu bağlantı Oktar’ın davasına da girdi.

Erbakan’ın Adnan Oktar’ın kanalı A9 TV’yi övdüğü ve sadık bir izleyici kitlesi olduğunu söylediği görüntüleri biliyorsunuz. Müritlerini etrafına toplayan Oktar, “Fatih Erbakan Saadet Partisi’ni ayağa kaldıracak yiğit bir teknik direktör, onu partinin başında görmek istiyoruz”onu sunuyordu.

Necmettin Erbakan’ın mirasını paylaşmak için verdiği mücadeleyle de gündeme gelen Fatih Erbakan, ablası tarafından dava edildi. Fatih Erbakan, kolu her yere uzanan Oktar’dan bu durumda da yardım istedi. Bir zamanlar ciğer kuzu sarmasıydılar. Polis, Oktar’ın kapısını çaldığında, “onaylamamak”Onlar oldu’

“Bugün kadına yönelik suçlardan ceza alan bir tarikata ‘sevgi bağıyla bağlı’ bir siyasetçi, ittifak pazarlığına kadın haklarından başladı”

Barış Terkoğlu, Erbakan ile ilgili yazısını şöyle noktaladı:

“Bizi ilgilendiren, jöleli saçların, değerli otomobillerin ya da lüks kıyafetlerin gölgesindeki sıra dışı yatakların hikayeleri değil. Bugün kadınlara yaptığı yanlışlardan dolayı cezalandırılan bir tarikata “sevgi bağıyla bağlı” bir siyasetçi, ittifak pazarlığına kadın haklarından başladı. Erdoğan’ın iktidar payını tamamlamak için bu kirli anlaşmaya kimse itiraz etmedi. Fatih Erbakan’ın hayatında görmediğimiz ahlaki çizgisinin ikiyüzlülüğü seçim protokolüyle milyonlarca kadını zincire vuruyor.

Türk sağının en radikal ittifakı, rejimi Talibanlaştırma vaadinde bulunurken ülkeyi seçime zorlamak. Bize ahlak olarak satılan bu kirli peçeyi mi giyeceğiz yoksa yırtıp özgürleşecek miyiz?’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu